6 Mayıs 2015
Bakan Müezzinoğlu, Türk-Alman Sağlık Sempozyumu öncesi, 2011 yılından beri kullanılmayan, tarihi koruma altındaki Robert Koch Enstitüsünün binasını ve MÜSİAD Berlin Şubesini ziyaret etti.
Müezzinoğlu, MÜSİAD Berlin Şubesindeki konuşmasında, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Başkanı'nın kendisine Türkiye'deki başarıları anlamakta zorlandıklarını ifade ettiğini belirterek, "12 yıllık süreçte Avrupa'dan baktığında veya dünyanın farklı yerlerinden baktığında, Türkiye'yi takip ettiğinde zaman zaman anlamakta veya anlaşılmakta zor görülen başarılara imza attık" dedi.
“Biz rahmet ve bereket medeniyetinin mensuplarıyız”
Müezzinoğlu, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Başkanı'nın "OECD ortalamasının 10 bin kişiye düşen hekim sayısı 36 iken sizde 16-17'lerde. Hemşire sayısı daha da aşağılarda. Hem bu kadar az yetişmiş insanınız var, hem de bu kadar başarılı oldunuz. Anlamakta zorlanıyoruz" dediğini aktararak, "Ben, tabi iki şıkla anlatacağım dedim. Birinci şıkkını siz anlayacaksınız da, ikinci şıkkını muhtemelen ben anlatamayacağım. Siz de anlamayacaksınız dedim. Biz rahmet ve bereket medeniyetinin mensuplarıyız " ifadesini kullandı.
Birinci şık ile ilgili olarak sağlık konusunda tedbirler alındığını, vatandaşların önündeki engellerin kaldırıldığı ve hastanelerin birleştirildiğini anlattığını ifade eden Müezzinoğlu, şöyle davam etti:
"İkincisi için, bütün bunlar hepsi matematiksel olarak herkesin yapabileceği, ancak bizim yaptığımız başka bir şey var: Biz rahmet ve bereket medeniyetinin mensuplarıyız. İşin içine rahmet ve bereketi de ilave ettik. Dolayısıyla, bugün önemli mesafeler kat ettik."
Sağlık alanında önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Müezzinoğlu şunları kaydetti:
"Türkiye, bütün sağlık alanında fiziki mekanlarını sıfırdan, yeniden, ileri teknolojiyle yapan ve ileri tıbbı donanımla donatan bir ülke olacak. Buradaki hedefimiz Türkiye'yi yakın coğrafyasındaki bölgesinin sağlık turizm merkezi yapmak. Bu anlamda insan gücümüz ve vizyonumuz Allah'a şükürler olsun ki iyi. Bunu daha iyi noktaya getirebilmek içinde iki yasal düzenleme yaptık. Onlar da bu yıl itibariyle devreye girdi. Bunlardan biri, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı. Kanser enstitüsü biyoteknoloji enstitüsü ve geleneksel ve tamamlayıcı tıp enstitüsü, kronik hastalıklar enstitüsü gibi burada bilimsel dinamikleri de Ar-Ge'yi ön planda tutan özellikle biyoteknoloji enstitüsü ile daha iyi noktaya taşımayı hedefliyoruz."
Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulmasının da Cumhurbaşkanlık makamından onaydan çıktığını ifade eden Müezzinoğlu, üniversitenin kuruluş aşamasını bir-iki ay içinde tamamlayacaklarını, Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile yurtiçinde ve yurtdışında tıp alanındaki ve sağlık alanındaki dinamizmleri çok daha güçlü hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
1915 olaylarına da değinen Müezzinoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu millete şimdi bugünlerde sıkıntılı bir şey yakıştırılmaya çalışılıyor. Türk milletine Türk milletiyle asla bağdaşmayacak bir suçu parlamentoda isnat edilmeye çalışıyor. Şimdi bütün milletlerin geçmişinde böyle bir suç olabilir ama Türk milletinin geçmişinde böyle bir suç yok. Ama birileri kendi yaptıklarını gizlemek veya kendi yaptıklarını ikinci plana itebilmek, 'sen de yapmışsın damgasını' bu millete damgalamaya, hele parlamentoda oylarla veya kulislerle bunu yapmaya kalkarlarsa buna her halükarda nerede olursak olalım itirazımız da olur, isyanımız da olur, ona tavrımız da olur. O nedenle bu anlamda bizim insan hakları çerçevesinde duruşumuzu her halükarda başımız dik ve güçlü bir şekilde haykırabilmeliyiz ve bu tavrımızı da koyabilmeliyiz.
Bakan Müezzinoğlu, sempozyumun ardından Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliğindeki resepsiyona katıldı.