
14 Mart 2015
Çanakkale’ de düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı kutlamalarına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Sıhhiye 1915, Zaferin Ab-ı Hayat Neferleri' toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Türk katılımcıların yanı sıra yabancı delegasyon üyeleri de dinledi.
Bu yıl, 14 Mart Tıp Bayramının Çanakkale’de düzenlenmesini son derece anlamlı ve önemli bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Fedakârca görev yapan, şehit olan, yaralanan sıhhiye personeline millet olarak büyük minnet borcumuz var. Burada açılan sergideki 300 fotoğrafta vatan millet uğruna azim ve kararlığın bugünler için ödenen, bedellere şahitlik ediyoruz. Bu fotoğraflarda, gördüğünüz fedakârlıklara, dramlara, kahramanlıklar üzerine inşa ettik bu vatanı. Bunun bir bedeli vardı. Bu bedeli atalarımız yaşadı. Bizler onların mirası üzerinde şu anda yaşamımızı sürdürüyoruz. Toprakların kıymetini iyi bilmeliyiz. Altında yatan binlerce şehit var. Üzerinden geçilip gidilecek topraklar değildir. 100 yıl önce burada yaşanan destanı iyi anlamalıyız. Çanakkale'de imanın, bağımsızlığın ve bin yıllık medeniyet değerlerinin şaha kalktığı yerdir. Çelik ve barutun, iman azim karşısında diz çöküşünün sembolüdür. Vatanın milletin bekası için, gözlerini kırpmadan canlarını feda eden kahramanlarının destanıdır. Anadolu'dan, Ortadoğu’yu, kuzey farikaya kadar kökeni ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş, birlikte şehadet mertebesine ulaşmışlardır. Kara toprağa giden o kınalı kuzular, 'Çanakkale geçilmez' sözlerini nakşetmişlerdir. Sadece askeri başarı değil, 200 yıldır sürekli küçümsenmiş bir milletinin tekrar küllerinden doğmasının destanıdır.”
29 Ekim 1923’de cumhuriyetin ilanı ile taçlandırdığımız istiklal mücadelemizin en önemli kahramanlarından birisi de sıhhiye personeli olduğunu ifade eden Erdoğan, “Kimi zaman cephe gerisinde, kimi zaman cephenin ön safında şehit olan, yaralanan personellerimize millet olarak minnet borcumuz var. Sağlık Bakanlığı’mızın ortak çabalarıyla hazırlanan Sıhhiye 1915 kitabında ve sergisinde doktor ve sıhhiye görevlilerimizin sergiledikleri özveriyi görebiliyoruz. 300 fotoğrafta bizi biz yapan değerlere özellikle de vatan, millet ve hürriyet uğruna ortaya konan azim ve kararlılığa bugünler için ödenen bedellere şahitlik ediyoruz. Ben bu vesile ile Çanakkale Savaşı, İstiklal Harbi, diğer cephelerde şehit, gazi olan sıhhiye personelini rahmet, minnet ve hürmetle yâd ediyorum. Allah onlardan razı olsun, Rabbim onların mekanlarını cennet eylesin” diye konuştu.
“Doktora Şiddet Ülkemizin Yüz Karası”
Şiddeti kınayan Erdoğan, “Diğer yandan ülkemizin yüz karası olarak gördüğüm şiddet konusunda bakanlığımız çeşitli tedbirler aldı, almaya devam ediyor. Meselenin çözümünde fiziki tedbirler, cezalar önemli. Sağlık personelimizin, doktorlarımızın, halkımız gözündeki itibarı doğru yere oturtulmalıdır. Kültürümüzde hekimlerimize saygının, sevginin en güzel örnekleri varken, nasıl olup da bugün sağlık personeline şiddeti konuştuğumuz günlere geldiğimizi iyi değerlendirmeliyiz. Hayat kurtaran, insanın en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına vesile olan hekimlerimizin bu sıkıntısının çözümünü süratle sağlamak mecburiyetindeyiz. Bir doktor ve hemşireye kalkan elin, bir defa ihanet zincirinin uzantısı olduğunu bilmemiz lazım. Geçtiğimiz günlerde çok önemli adım atıldı. İç güvenlik paketinin kabul edilen maddelerinden biri sağlık çalışanlarına şiddeti önlemeye yönelik. Bu konuda yürütülecek tüm çalışmalarda yanınızda yer aldığımı, atılan her adımın takipçisi olacağımı bilmenizi isterim” şeklinde konuştu.
“Meslekler içinde hekimlerimizin ayrı yeri ve önemi vardır”
Her mesleğin kutsal olduğunu ifade eden Erdoğan, “Her meslek kutsaldır. Bütün bu meslekler içinde hekimlerimizin ayrı yeri önemi vardır. Çünkü hekimlerimiz doğrudan insan hayatına, doğrudan insan canına dokunan, şifaya aracılık eden insanlardır. Hekimlik mesleğinin bizim kültürümüzde farklı konumu vardır. Kanuninin sözü, ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’. Dünyadaki en değerli şeyin, en güzel mutluluğun sağlık olduğunu ifade ediyor. Biz hekimlerimizle el ele vererek, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini her alanda olduğu gibi sağlık hizmetlerinde hayata geçirmenin çabası içinde olduk” dedi.
“Çanakkale kahramanlık ve sabır destanıdır"
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, törende yaptığı konuşmada, Çanakkale Zaferi'nin bundan 100 yıl önce yaşanmış kahramanlık, fedakârlık ve bir sabır destanı olduğunu söyledi. Tıp Bayramını dünyada ilk kez Türk hekimlerinin kutladığını anımsatan Müezzinoğlu, "Tıp hekimlerinin 14 Mart Tıp Bayramını bayram olarak ilan etmesinin ruhunda Çanakkale ruhu yatmaktadır" dedi.
Müezzinoğlu, Çanakkale Savaşları'nın Azerbaycan, Afganistan, Arabistan, Suriye, Irak, Gürcistan, Mısır, Filistin, Libya, Lübnan, Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk ve Bulgaristan gibi 36 ülkenin yüzlerce şehrinden gelenlerin yekvücut bir kardeşlik destanı olduğunu dile getirdi. Çanakkale'de büyük destan yazıldığını vurgulayan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Bu kadar farklı kültürlerden gelen, farklı dini anlayışlara sahip, farklı bakış açısındaki insanların nasıl yekvücut olduğunu anlatmak, devletimiz iç ve dış siyasetinin, stratejik bakışını belirleyecek nesillerin geliştirilmesi için de gereklidir. Bugün de bu ruha yoğun bir şekilde ihtiyaç duymaktayız. Çanakkale destanı, milletimizin üzerinde oynanan her türlü ayrıştırıcı oyuna bugün bile cevaptır. Çanakkale, askeri yapılanma, siyaset stratejisi, eğitim, sağlık, milletler arası hukuk gibi çok sayıda birbirinden farklı konularda çok önemli bilgileri edinebileceğiniz başlı başına bir okuldur, bir destandır."
'Sıhhiye 1915, Zaferin Ab-ı Hayat Neferleri' toplantısında Çanakkale'de şehit düşen sağlık ordusu mensuplarına ithafen kısa film gösterimi yapıldı.