
27 Nisan 2015
Müezzinoğlu, törende yaptığı konuşmada, yüz yıl önce Çanakkale'de büyük bir kahramanlık ortaya konulduğunu söyledi. Evlatlarını harbe gönderen analara layık olmak istediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, şöyle devam etti: "Yüz yıl önce bu toprakları bize vatan olarak emanet eden bu milletin evlatlarına, bu milletin şehitlerine, kınalı kuzularını şehadete götüren annelere ve bu milletin kendisine layık olacak vatandaşlar olmayı da bizlere Allah nasip etsin. Gerçekten bu vatan ve bu bayrak, bugün özgürce dalgalanabiliyorsa, dünyaya özgürce meydan okuyabiliyorsa, şehitlerimizin, gazilerimizin, komutanlarımızın hatırasını asla unutmamamız gerekiyor. Onlara borcumuzu, sorumluluğumuzu ödeyerek bu dünyadan göç etmeyi Rabbim bizlere nasip etsin. Bayrağımızı bayrak yapan, toprağımızı vatan yapan mekanın tam merkezindeyiz. Burada herhangi bir santimetrekare alan yoktur ki bu milletin evlatlarının kanıyla sulanmamış olsun. Rabbim onlardan razı olsun, mekanları cennet, ruhları şad olsun."
“Çanakkale'yi gelecek nesillere aktarmak görevimizdir”
Bakan Müezzinoğlu, Çanakkale'nin, hak, adalet, barış, hoşgörü, sevgi, saygı, ilim ve irfan medeniyetinin dünyaya yayılabileceği noktanın başlangıcı olduğuna dikkati çeken Müezzinoğlu, "Gelibolu'ya geçiş, Gelibolu'dan ta Viyana kapılarına kadar gidiş bu topraklardan başladı. Tabii ki hakkın, adaletin, ilmin, irfanın, barış ve huzurun yeniden farklı boyutlara taşındığı süreçten 450 yıl sonra bu millet, haksızlıklar ve parçalanma anlayışıyla burun buruna gelmiştir" değerlendirmesinde bulundu. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'nin "böl, parçala, yut" anlayışıyla milletin ve medeniyet değerlerinin tarihten silinmeye çalışıldığı topraklar olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, bütün yokluk, zorluk ve sıkıntılara rağmen destan yazıldığını belirtti. Bu coğrafyanın hatırasının, millet var olduğu sürece ilelebet yaşayacağını aktaran Müezzinoğlu, şunları kaydetti: "Çanakkale'yi yaşatmak da gelecek nesillere aktarmak da görevimizdir. O anlamda o gün bu mücadeleyi veren ve bu medeniyet anlayışına sahip çıkan, Trablus'tan, Yemen'den, Afganistan'dan, Azerbaycan'dan, Irak'tan, Bosna'dan, Kosova'dan, Makedonya'dan, Romanya'dan, Yunanistan'dan, Gümülcine'den gelenler, yüzlerce ülkeden, 40'ı aşkın ülkeden, yüzlerce şehirden, bir milletin medeniyetine sahip çıkmak, bu medeniyetin ilelebet yaşamasının desteğini sağlamak adına bu topraklarda şehit olanlara Rabbim tekrar rahmet eylesin. Onların hatırasına sahip çıkmayı da bizlere nasip etsin. Bu 'yok etme' anlayışında Yeni Zelanda'dan, Avustralya'dan, İngiltere'den, Fransa'dan, milletimizin tabiriyle 'yedi düvelden' düşmanımız vardı ama 'Senin iman dolu göğsün gibi serhaddin var' diyen bir milletin medeniyet duruşu, burada onlara 'Dur, Çanakkale geçilmez' dedi. Rabbim 'Çanakkale geçilmez' ruhunu bizlere de yaşamayı, yaşatmayı nasip etsin. "Çanakkale'de farklı boyutuyla bu millete bunu yaşatan, Sarıkamış'ta, Kahramanmaraş'ta, Sakarya'da, Dumlupınar'da ve nihayetinde Ege'de düşmanı denize dökerek, 'ya İstiklal ya ölüm' diyerek bir mücadelenin sürecini, genç cumhuriyetimizi Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde kurduk ve ilelebet bu cumhuriyeti yaşatacağız, bize bu mirası bırakanlara layık olmak için geceli gündüzlü çalışacağız."
Müezzinoğlu, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve İl Jandarma Komutanlığı yetkililerine, şehitliğin restorasyonundan dolayı teşekkür etti.
Törende protokol üyeleri, şehit yakınlarına, sembolik olarak Bursalı şehitler anısına hazırlanan, içinde künyesi, kitabı, anahtarlığı ve şehitlik toprağı bulunan kutular hediye etti. Tören, protokol mensuplarıyla şehit yakınlarının fidan dikmesiyle sona erdi.