
Her yıl dünyada yaklaşık 13 milyon, Türkiye'de de yaklaşık 150 bin prematüre bebek dünyaya geliyor. Bu bebeklerin sorunlarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için Türkiye'de ve dünyada kutlanan 17 Kasım Dünya Prematüre Günü, Ankara'da Türk Neonatoloji Derneği’nin düzenlediği etkinlikle kutlandı.
Programa katılan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bugün bebeklerimiz için buradayız. Cenab-ı Hak onları dünyaya, bizim aramıza biraz daha erken yolluyor. Bizler de bu işe gönül vermiş birileri olarak onların hayata tutunmasını, sağlıklı bir biçimde yaşamlarını devam ettirmesini sağlamak için vesile olmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok şerefli bir vazife, çok kutsal bir vazifedir. Hekimliğin kendisi zaten ya da sağlık hizmetlerinin kendisi hemşiresiyle, hekimiyle ve diğer bütün sağlık çalışanlarıyla doğrudan insana hizmet mesleği olduğu için çok kıymetlidir. Ben kendimde çocuk hekimiyim, ama yeni doğancıların benim gönlümde her zaman ayrı bir yeri oldu. Yeni doğan vesilesiyle, yeni doğan bebeklerle, şu pırıl pırıl dünya tatlısı yavrularımızla hayatı boyunca büyük bir fedakarlıkla ilgilenen yeni doğan uzmanları, uzmanlık öğrencileri, çocuk hekimleri, hemşireleri, onların bakımı yapan diğer kim varsa hepsi benim için bu mesleğin en kıymetli insanlarıdır, bizim göz bebeğimizdir” şeklinde konuştu.
“Bu meselenin üstünde hassasiyetle duracağız”
Türkiye’nin de bu hususta büyük bir mesafe almış durumda olduğunu vurgulayan Akdağ, “Bu meselenin kıymetini aslında en iyi aileler bilir. Günlerce, haftalarca bebeklerinin başında heyecanla ve bir o kadar endişeyle, bir o kadar umutla onların büyümesini beklediler. Şükürler olsun ki bugün Türkiye’de bu hususta büyük bir mesafe almış durumdayız, Türkiye artık dünün Türkiye’si değil. Bizim gelir durumumuzda, gelişmişlik durumumuzda olan ülkelerde yeni doğan bebeklerdeki ölüm oranı bizdekinin iki katı. Kişi başına gelirin Türkiye’nin iki misli üç misli olan ülkelerin seviyesine yakınız. Üstelik de o ülkelerde doğum sayısı çok az, Türkiye’yle kıyaslanmayacak kadar az, tabi doğum sayısı fazla olduğundan, özellikle kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın da varlığı dikkate alındığında işin ne kadar zorlaştığı anlaşılıyor. Kaldı ki yeni doğan uzmanlığı meselesi Türkiye’de sayı açısında da verilen eğitimler açısından da hala gelişmeye muhtaç. Bu meselenin üstünde hassasiyetle duracağız. Hem sayıların arttırılması için hem dağılımın biraz daha düzeltilmesi için. Bugün Türkiye’de 338 yeni doğan uzmanımız var. Ama Marmara Bölgesi'nde bu uzmanlarımızın yüzde 32’si varken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 5’i var. Ve Güneydoğu’da daha fazla yeni doğum var, orada daha fazla olması gerekir. Bizimde hoşumuza gitmeyen, hekimlerimizi de çok hoşnut etmeyen zorunlu devlet hizmetleri koyuyoruz, başka bir çaresi yok. Ben bugün buradan Sağlık Bakanı olarak yeni doğancılara açık çek veriyorum, ne ihtiyacınız varsa, üniversite hastanelerinde, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde her nerede ise kapım her zaman açık. Ne ihtiyacınız varsa hepsini görmeye hazırım ve buna gücümüzün yettiğini de biliyorum” ifadelerini kullandı.