
Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının ev sahipliğinde, genetik bilimi ve genom projesi alanında önemli çalışmalara imza atan Türk bilim insanları, 3. Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nda bir araya geldi.
Kurultayın açılışında konuşan Recep Akdağ, Cumhuriyet'in kuruluşunun 93. yıl dönümünde toplantıyı gerçekleştirdiklerinden dolayı memnuniyetini dile getirerek, Cumhuriyet'in geldiği noktada Türk bilim insanlarının dünyada güzel işlere imza attığını söyledi.
Bakan Akdağ, hikmet ve bilimi bir kez daha buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, "Bizim coğrafyamız, bir zamanlar dünyaya bilim üreten ve ihraç ederken, süreç içerisinde bu tersine döndü. Mutlu yaşamanın, refahı arttırmanın, barış içinde yaşamanın olmazsa olmazı, bilimi geliştirmektir." diye konuştu.
"Sağlıkta dönüşümün ikinci fazına geçmek gerekiyor"
Türkiye'deki sağlıkta dönüşüm programlarından bahseden Bakan Akdağ, şu bilgileri verdi:
"Anne ve bebek ölümlerine baktığımızda, anne ölüm oranları 2000'li yılların başında yüz binde 70 civarındaydı, bugün yüz binde 15'lere gerilemiş durumda. Bebek ölümleri de binde 30'lar civarındaydı şu anda binde 7-8 civarında. Açıkça ifade etmeliyim ki, son üç dört senedir bu durumu artık iyileştiremiyoruz. Sağlıkta dönüşümün ikinci fazına geçmek ve yeni bir şeyler yapmak gerekiyor. Aynı durumu, sağlık hizmeti alan vatandaşın finansal korunması açısından da görüyoruz. Türkiye'de cepten harcamalar çok yüksek değildir. Daha önemlisi katastrofik yani yoksullaştırıcı sağlık harcaması dediğimiz hususta ne oldu? 2002 yılında ağır derecede sağlık harcaması yapan, yıllık gelirinin yüzde 40'ını sağlığa harcayan aile sayısı 160 binin üzerindeydi, bu sayı 2012'de 30 binlere indi. 2015'te 60 binlerde."
Sağlık Bakanı Akdağ, vatandaşı yoksullaştırıcı sağlık harcamalarından korumak için yapacakları şeyler olduğunu kaydederek, "Vatandaşın memnuniyeti yüzde 30'lardan, 2013'ün sonunda yüzde 70'lerin üzerinde. Hedefler koymuş durumdayız. Vatandaşın memnuniyetini yüzde 80'lere yaklaştırmak, katastrofik harcamayı aslında sıfıra indirmek lazım ama realitede bu zor olabilir, en azından 10 bin ailenin altına çekmek, anne ölümlerini yüz binde 10, bebek ölümlerini binde 6'nın altına çekmek istiyoruz, nereye kadar Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına 2023'e kadar." diye konuştu.
"Bilim insanına çok kıymet vermeliyiz"
Türkiye'nin sığınmacılar konusunda dünyaya ders veren bir ülke olduğunun altını çizen Akdağ, 3 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yapan Türkiye'nin örnek gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Bakan Akdağ, bilimin geliştirilmesi gerektiğinin önemine dikkati çekerek, "Açıkça söylüyorum, Türkiye son 14-15 yılda kat kat gösterdiği ilerlemeyi maalesef üniversitelerin bilimsel gelişiminde gösterememiştir. Mutlaka bilimsel ekosistemi geliştirmek zorundayız. Bilim insanına çok kıymet vermeliyiz. Bilim insanına adı bilim olduğu için değil, ürettiği için kıymet vermeliyiz." dedi.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur da enstitü hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Türkiye'den ve yurt dışından çok sayıda bilim insanının katıldığı kurultay, yarın sona erecek.