Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, 28 Temmuz 2025 Pazartesi günü Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde düzenlenen Dünya Hepatit Günü Farkındalık Etkinliği’ne katıldı.
Etkinlikte açılış konuşması yapan Sağlık Bakanı Memişoğlu, hitabında şu sözlere yer verdi:
Toplumun Hepatit Konusundaki Kültürünü Bilincini Artırma Günü Olarak Kutluyoruz Bu Günü
“Hepinizin Dünya Hepatit Günü’nü, 28 Temmuz’u kutluyorum. Esasında bu farkındalıklar hem bizler için hem hastalarımız için hem de toplum için. Nereye geldik, nereden geldik, nereye gidiyoruz? Ve toplumun bu konudaki kültürünü, bilincini artırma günü olarak kutluyoruz bu günü. Gerçekten sadece Türkiye değil, dünya salgın hastalıklarla, bulaşıcı hastalıklarla 150 yıla yakındır mücadele ediyor. Özellikle son 100 yıldır bulaşıcı hastalıklarla mücadelede insanoğlu büyük bir emek sarf ediyor. Bununla ilgili de büyük bir başarı esasında hikâyesi yazıyor. 1900’lü yılların başına baktığınız zaman bulaşıcı hastalıklar dünyada en büyük, en sık ölüm sebebiyken bugün özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha alt sıralara düşmüş durumda. Bunu hem insan bilimini artırarak hem hekimlerin ve toplumun farkındalığını artırarak hem de aşı gibi veya tedavisiyle ilgili başarılar elde ederek insanoğlu esasında bu süreci başarılı şekilde, başararak meydana getirdi bu başarıyı.”
5 Yaş Altı Akut Hepatit Geçiren Çocuk Sayısı 100’lerin Üzerindeyken Bugün 5’i Bile Bulmuyor
“Bugün ülkemize baktığımız zaman da özellikle 1900’lerde yine aynı şekilde salgın hastalıkların ön planda olduğu devirden bugün daha çok kardiyolojik ve dolaşım hastalıklarının ve kanserin olduğu ama bulaşıcı hastalıkların bu ülkede artık eliminasyona yakın şekilde mücadelesinin başarıyla sürdürüldüğü bir dönem yaşıyoruz. Bu dönemin başarısının en önemli etkeni; aşı. Ve ülkemiz baktığımız zaman özellikle hepatit aşılarını önce 1998’de, sonra 2012’de tamamen çocuklarımıza ücretsiz sunarak bu başarının en önemli etkenlerinin aşı olduğunu gösterdi. Bugün 2000’li yılların başında 5 yaş altı akut hepatit geçiren çocuk sayısı 100’lerin üzerindeyken, yüzlerce iken bugün 5’i bile bulmayan bir akut hepatit hastalığı geçiren çocuğumuz var. Mücadelede toplumun sağlıkçılarla beraber hareket etmesi çok önemlidir. Özellikle aşılarını çocuklarımızdan esirgemememiz gerektiğini ifade etmek istiyorum. Çünkü hepatit sinsi bir hastalık denildi. Evet, sinsi bir hastalık. Bunun bulaşma risklerini hepimiz biliyoruz. Hijyeninden, günlük yaşam kalitesinden, kan ve kan ürünlerinin kullanımından, enjeksiyon-enjektable kalitesinden, malzemenin, ürünün iyiliğinden, her şeyden, farkındalıktan etkilenen en önemli hastalıklardan bir tanesi. Gelişim sürecine baktığınız zaman gerçekten Kızılay olsun, bizler olsun, bugün hastanelerde olsun bulaş riskleri minimize edilmiş durumda. Ama buna toplumun da katkı vermesi gerekir. Baktığınız zaman 20-30 yıl evvel özellikle kronikleşen hepatitlerde ki önceliği C ve D hepatitler, bunlarla artık tedavinin de mümkün olduğu, bunların normal yaşamlarını taşıyıcı olsa dahi sürdürülebilir hâle geldiğini hepimiz biliyoruz. O nedenle özellikle küçük yaşta aşılanmayla belli yaşta eğer kronik hepatit hastalığınız artık varsa bunun tedavisinin ve başkasına bulaşmasının engellenerek Türkiye bu hastalıktan kurtulması gerekiyor. Onun için 2018-2024’te yapılan eylem planının devamında inşallah yeni eylem planımızda bundan tamamen elimine edecek, toplumda artık çok çok ender olacak, sporadik görünecek hastalıklara dönüşmüş durumda olacaktır. Ama bu farkındalık önemli. Bugün özellikle el yıkama alışkanlığı, hijyenin daha iyi olması hepimize bu hastalıkla ilgili büyük bir avantaj sağlayacaktır. Şimdiye kadar hepatitin bugün çok az görülmesini sağlatarak ülkeye büyük hizmet eden, başta aşıları yapanlardan, aşıları uygulayanlardan bu tür eylem planlarında gece gündüz çalışan bütün sağlıkçı arkadaşlarıma ben teşekkür ediyorum.”
Toplumun Sağlıklı Olmasının Amaç Edinildiği Bir Politikayla Sürdürüyoruz Sağlık Hizmetlerimizi
“Gerçekten bu ülkede sağlık medarıiftiharı hizmet anlamında. Bugün Türkiye’ye baktığınız zaman gerçekten hem insan gücü anlamında hem de bugün bulunduğumuz Bilkent Şehir Hastanesi gibi fiziki altyapısıyla dünyaya örnek olan bir sağlık sistemine sahibiz, hamdolsun. Ama bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yeni bir safhaya geçtik. Bu da Sağlıklı Türkiye; ‘Koruyan, Geliştiren ve Üreten Sağlık’ sistemi dediğimiz sadece sağlık hizmetini değil, bugün sağlıklı kalmayı, toplumun sağlıklı olmasının amaç edinildiği bir politikayla sürdürüyoruz sağlık hizmetlerimizi. Bugün örneğini hepatitis ile görüyorsunuz. Eğer hastalanmadıysanız, esasında aşılandıysanız, bundan korunduysanız en büyük kazancı elde etmiş olacaksınız. Topluma bunu aşıladığınız zaman, o zaman kronik hepatit hastalarını mümkün olduğu kadar azaltmış olacaksınız. Demin çok değerli hastamız ki Türkiye’nin sağlıkta nereye geldiğini çok net kendisi de ifade etti. Karaciğer nakline ihtiyaç duymayacaksınız. O eziyeti, o sorunu yaşamayacaksınız. Esasında koruyuculuk demek insanların bedenine bakması ve bununla ilgili bilinci ve kültürü oluşturmasıdır. Bunu biz sağlıkçılar ne kadar söylersek söyleyelim, toplumun da buna uyum göstermesi ve bize yardımcı olması gerekir. İşte onun için biz ‘Koruyan Sağlık’ sisteminde sadece toplumun gelmesini de beklemiyoruz artık. Proaktif dediğimiz zaman toplumun ayağına gidip ona sağlık kültürünü, bedenini, sağlığını nasıl koruyacağını öğretmemiz gerekiyor. Onun için biz her zaman ne söylüyoruz; aile hekimliği olsun, temel sağlık olsun, koruyucu sağlık olsun, Türkiye sağlıklı toplum olmak durumunda. Nasıl sağlık hizmetini dünyaya örnek yapıyorsak sağlıklı toplum olmak için de çabalayacağız ve sağlıklı toplum olarak dünyaya örnek olacağız. Bunun yanında bu kadar bilgisi olan, bu kadar iyi sağlık hizmeti sunan, bu kadar tecrübesi olan, bu kadar bilim insanı, sağlıkta zeki-çalışkan insanlar olan Türkiye, sadece sağlığın teknolojisini kullanmayı değil, bilgisini bilmeyi değil, bunları üretmeyi ve bunları ihraç etmeyi, dünya sağlık tıbbına kazandırmayı amaç edinmiştir. Bunu da başarmak için yola çıktık. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘Üreten Sağlık’ sistemimizle dünyada örnek olacak bir ülke olacağız.”
Türkiye Dünyanın En İyi Sağlık Hizmetini Sunmaya Devam Edecek
“Ben her birinize bu çabada, her birinize çok teşekkür ediyorum. Bir Sağlık Bakanı olarak sizlerin yapacağı bu hizmetlerde, bu bilimde, bu çabalarda elimden geldiğince sizlere kolaylık sağlayıp önünüzü açmaya çalışacağım. Çalışıyoruz da. Gece gündüz çalışacağız, bunları başaracağız. Türkiye özellikle sağlıkçıları ve sağlık sistemiyle dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunmaya devam edecek. Sadece kendi ülkesindeki insanlara değil, dünyanın her yerindeki insanlara sağlıkla ilgili yeni katkılarda bulunacak. Onlara iyiliği, adanmışlığı ve hizmeti gösterecek ve sunacaktır. Bizler iyilik tarafıyız. Bizler, özellikle sağlıkçılar, özveri tarafıyız. Bizler bir insanı, bir canlıyı yaşatmak ve onu sağlığına kavuşturmak için bedenini, gecesini, gündüzünü feda eden insanlarız. Bizler iyilik tarafıyız. Onun için bugün baktığınız zaman dünyada maalesef binlerce insan öldürüldüğü, öldüğü bir dünyada biz iyiliğin temsilcileriyiz. Onun için hepinize teşekkür ediyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Saygılar sunuyorum.”
Etkinlikte, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun yanı sıra Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Levent Öztürk ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Rahmet Güner açılış konuşmalarını gerçekleştirdi.
© 2025 T.C. Sağlık Bakanlığı Tüm hakları saklıdır.